Washington'da gun basliyor,
meydanlar, parklar, trafik lambalari,
sabaha karsi esnemeden uyanan bir sehir burasi
ne bir sokak kedisi ne bir simitci
ne de kose basinda sicak ekmek kokulu firinlar
Washington'da gun basliyor
ve ben baska bir dunyayi adimliyorum ucarcasina!
taniklik yapmaya geldim
baska insan oykulerine
ve hayatin muzigine kapildim.
bir afrika barinda
kapattim gozlerimi!
ozluyorum
kendi sehirlerimi ve hikayelerimi
gun be gun, an be an yikilip yapilirmis hayat,
saatler hep ileri calisirmis, hayret!
ama yine de zincirlerini kirmis bir hapishane kackiniyim
butun sehirlerin sakiniyim
sevdigim kadinlarin tutkunuyum
elimde bir kitap, isliklarimla suzuluyorum,
M Street kafelerinden Potomac Nehri'ne.
arkamda kadin kahkahalari ve jazz melodileri
kimisi afrika barindaki perkusyon aletleri gibi kadinlarin
adimliyorlar yollarini, ucarcasina...
kimisi kayip kimliginin pesinde
telafi etmek icin kosturuyor gun boyu
eksik cocukluklarini insan etiketleriyle ortmeye calissalar da nafile
saatler hep ileri calisiyor cunku!
gulumsuyorum,
kayip, eksik, sahte kahkahalarina in-san-lar-in!!
hay-ret!!
birakarak
sarhoslarin geceyi aydinlatan naralarini arkamda
ve butun kadin kahkahalarini ve Blues Alley melodilerini
adimliyorum yolumu
Orhan Pamuk oturuyor karsima,
gozleri gozlerimde,
Flaubert'ten ve Dostoyevski'den ruhunda kalanlari anlatiyor
icimde rakili bir ogle vakti.
Kusadasi sahiline gidiyorum, ucarcasina.
itiraflarim Potomac'a dokuluyor:
BIR SEHRE GELDIM VE HAYATIM DEGISTI!
Kivanc
30 Nisan 2008
Foto: Tugba Kocaturk