March 28, 2011

kana-yan

güneş güneye koşarken
gökyüzü gıyotin olur
mavi kanarım
yorgun cellat hafızam
dünyaya istemsiz bakarım

dikerek loş bayrakları
gölgemin burçlarına
çekilir güneş üstümden
gece kanar

deniz durur
dünya kanar
dudakların sahile yanaşır
liman yanar, kumsal yanar,

seninle halim budur!

Kıvanç

(Denizli, 27-28 Mart)

March 20, 2011

leylak uykusu ve dolunay kıskançlığı

ben şimdi leylak rengi bir uykuya yatarım
omzunun kenarında gülümseyen beni
alır geceme asarım.

dolunay kıskançlığı, sokak sessizliği, tül perdenin raksı
dizkapaklarından bileklerine serin bir rüzgar olurum.

sabaha gemiler gider, ağlar çekilir, yüzün belirir
çöpçüler beni senden süpürür
leylak rengi bir güne başlarım

kasyun süzüşü, unutma çabası, ıslak tunalı, direniş marşı
yüzünü alır üstüme giyerim


Kıvanç

(Ankara, 20 Mart)

March 11, 2011

gamzeye açılan kazı

Nazlı'ya...


yüzünü bir tapınak kazısında buldum
bozkırında ilk gençliğimin
ellerimdeki toza baktım
sonra ovalara, uzaklara
tozu yüzüme sürdüm

soluduğum havadaymış sesin
yüzün gördüğüm renklerde
resimlerde, apartman önlerinde
taşra kentlerinin solgun duvarlarında

bu kazıdan güneşe koşan bir kent çıkar
ellerinin serinliği, saçlarındaki kargaşa
dudaklarındaki dalgalar, güzelleştirdiğin günler

yeni bir hayat çıkar
var gücümle kazdığım bu topraktan
ovalara, uzaklara savrulur
ilk gençliğimden bugüne gelen
yolun olanca tozu!

yüzüm yüzüne çıkar
sürerim deli taylarımı
gamzelerine.

Kıvanç

(Toronto-İzmir-Denizli, 1-11 Mart)
(Kurgu Düşün Sanat-Edebiyat Dergisi Sayı: 8 Sayfa: 119)

Kış dönümü...

Yılların ardından… bir merhaba – uzaklarda kalan kendime de! İçtenlikle...   Yazarım belki bundan böyle. Kapattığım kapılar açılır, küfleri ...