August 21, 2015

mutsuzluk seyircisi


fırtınaya dönsün diye umarak sesim
fısıldadım ona, ne olduğunu:
- Mutsuzluk seyircisi

ve sordum
peşine geceleri takan bir öfkeyle:
- Bu nasıl bir mevsim?

biliyor mu mutsuzluk seyircisi?
gözlerinin önünde devinen dünyamda
boşa geçmiş ayların uğultusu giderek çoğalır
akmayan hayatların, işlemeyen saatlerin
kafese dönüşen korkunç gürültüleri büyür!

bilmeli mutsuzluk seyircisi:
yaz yağmurlarını özledim,
toprak kokusunu, çocuk gözlerini,
yolları ve ege ormanlarını...
özledim sahilde gün batımına benzeyen kadını,
o hiç gelmeyen kadını.

bilir mi mutsuzluk seyircisi?
artık sabaha yaklaştığımı,
şu karanlık gecenin
içimdeki limanların ateşiyle
yandığını...

k.

(Fotoğraf: Père Lachaise Cemetery, Paris - 2013)


Kış dönümü...

Yılların ardından… bir merhaba – uzaklarda kalan kendime de! İçtenlikle...   Yazarım belki bundan böyle. Kapattığım kapılar açılır, küfleri ...