December 14, 2007

i'm in NeW YoRk CiTy...



(Dec. 2007) New York City... My sweet and dirty city. I frighten when I look it from far. My head turns when I come closer and wander in it. I have not decided whether I will live in NYC yet. Cause, something prevents me to think on it. I am used to say "I should escape now" after saying "I can stay here forever". New York City... The city which redistributes the cards each time!

December 8, 2007

cleveland, Ohio



(Maria-Kivanc) We went to Cleveland for Thanksgiving Holiday. I'll never forget delicious Croatian food and happy Croatian community around the table. we welcomed the first snow of the year. and of course, wooden bricks for fire place were written among unforgettable:)

maria, seckin, pelin, bendeniz :)

November 20, 2007

last stop after the party



U Street: Paul, Kivanc, Pelin, Thomas

pre-thanksgiving in Rhea's house



Keywords of the party: delicious food, nice and drunk people, big adams morgan rats, Rhea's perfect hospitality.

peace in the Middle East



Thomas Strouse is one of my close friends. He is so funny, especially when he is online! Both of us support ObAmA :) He's gonna vote in behalf me :)

November 12, 2007


saturday night in dc


We met by a coincidence. I like those people who graduated from "the university of life" as they said. In comparison to upper class Georgetown, the heart of life beats different in Adams Morgan. Day by day, I am learning to live in the US.

artik bir "Washingtonian" oldum sanirim. dc'ye gelmeden once buralara coreklendigini sezdigim milliyetci-cemaatci surunun tek tiplestirici tehlikelerinden kendimi korumak icin aldigim kararlari uyguladim. sonuc ortada.
bu hayatta baskalarina olan benzerliklerinizi kullanmaniz sizi ancak surunun sadik bir uyesi yapar. ama farkliliklarinizla varolmaniz sizi kendi hayatinizin efendisi yapar. bu sehir siyahlari dislayip gettolara kapattikca, IMF'nin ve Dunya Bankasi'nin onundeki parklarda onlarca evsiz insan yattikca kalbim hep, fotograftaki arkadaslarimin da soyledigi gibi, hayat universitesinden mezun olanlarla atacak. aslinda degisen pek bir sey yok: Turkiye'de "akilli olmamizi" oneren sokak kabadayilarindan yana calisan duzen, Washington DC'de de heryeri isgal etmeyi ve siyahlari somurmeyi tesvik edenlerden yana calisiyor. bu duzende tarafsiz kalmak icin vicdansiz olmak gerekiyor.


our team :) these people heated leftbank :)

October 31, 2007

aslan SOSYAL DEMOKRAT...



Turkiye'de sosyal demokratlar kabaca ikiye ayrilirlar: Teorisyenler ve pratisyenler. Teorisyenler, genelde, toplumu donusturmek icin gerekli bilgi birikimine sahiptirler. Fakat ayak oyunlarini bilmedikleri icin parti ici cekismelerde ilk once onlar kaybeder. Pratisyenler ise ortaligi karistirmaktan baska bir sey bilmedikleri icin "orgutcu", "tabana hakim", "iyi hatip" gibi etiketlerin arkasina gizlenirler ve her turlu yolu deneyerek kurultay kazanirlar. Teorisyenlik uzun yillara yayilan sabirli bir calisma ile kazanilir ve efendilikle taclanir. Zamaninda birakmasini bilmek ve saygili olmak teorisyenlerin en temel ozelligidir. Pratisyenlik ise kolay kazanilir ve yapiskandir. Esir aldigi bunyeyi hic terk etmez.

Yukarida resmini gordugunuz aslan sosyal demokrat teorisyenligini efendilikle taclandirmis ve zamaninda birakmasini bilerek Turkiye sol tarihinin hafizasina ismini altin harflerle yazdirmistir. Pratisyenler mi? Onlar hala yasiyorlar ve oldukleri zaman onlari kimse hatirlamayacak!

Aslan sosyal demokratlarin basi sagolsun...

Fotograf: http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/kitaplar/FMD/images/0405.jpg

October 30, 2007

Turkiye'nin en tehlikeli gazetesi



ertugrul ozkok'un savas cigirtkanligi uzerine.

en guzel 29 ekim



29 Ekim Cumhuriyet Bayrami'nda Turkiye'nin gidisatindan duydugum kaygiyi ve her seye ragmen icimde dolasan coskuyu yuklenip yavas adimlarla Georgetown Universitesi'ndeki salona girdim. Asansorde "Benim Adim Kirmizi" yi ne kadar cok sevdigini anlatan kiza "Cevdet Bey ve Ogullari"ni da okumasini onermistim. Salona girerken birer birer akima gelmeye basladi hepsi. Gozlerini ufuk cizgisinde dinlendiren hattatlar, Osmanli'nin son donemleri, Cevdet Bey, Cumhuriyet, Kars'a dusen kar taneleri, Istanbul'un ara sokaklari, yeni hayat!

Ve yillardir bir odaya kapanip kelimelerimizi edebiyatin gokyuzune bikmadan usanmadan civileyen o adam! Onu gormeme sadece dakikalar var. Kitap okumaya calisiyorum, basaramiyorum. Oylesine heyecanliyim. Bir anda muzik basliyor. Iste yavas adimlarla, utangac gulumsemesiyle yuruyor. Yanimdan geciyor. En guzel 29 Ekim'im diyorum icimden! Ulkemden binlerce kilometre uzaktayim ama Turkiye'deyim sanki. Salondaki insanlarn gozlerindeki hayranligi anlamaya calisiyorum! O kadar buyuk ki, o kadar guzel ki.

Ve basliyor konusmaya: Edebiyat, biz ve oteki, dogu-bati, kopruler, Istanbul, Kars! Buyulenmis gibiyim. Hic bitmesin istiyorum, hic susmasin istiyorum.

Bugun benim en guzel 29 Ekim'im. Ulkemin "vurucu gucuyle, stratejik onemiyle, topuyla, tankiyla" degil, YAZARIYLA GURUR DUYUYORUM! Yasasin edebiyat, yasasin ORHAN PAMUK! Cumhuriyet Bayramimiz kutlu olsun!


"Hakkari'de öldürülen gençlerin ardakalan fotograflarına bakarken burnumuzun direğini sızlatan, yüreğimizi mengene gibi sıkan bir şey de yüzlerindeki taşra-varoş masumiyeti. Yoksul ana-babalarının kınalı kuzuları. Kavruk melekler.
Esir alınan askerlerden birinin anası Kürtçe yakarıyor. 'Ben onu limon bahçelerinde büyüttüm' diye. Bir diğeri Arapça konuşuyor.
Dünyanın nimetlerine hep uzaktan, kapı aralığından bakarak yaşamış, çocuğunu büyütebilmek için başkalarının yükünü taşımış, mal gibi kamyonlara yüklenip tarım köleliği yapmış insanlar.
Onların canlarıyla kabadayılık yapan, kapıldıkları milli galeyanının sopası olarak o kavruk çocukları misliyle feda etmeye hazır insanların çığırtkanlığı karşısında sakin ama kararlı durmak zorundayız." (Y. Turker)

October 29, 2007



Ilik bir Ankara aksami: Onur, Koray, Kivanc, Haslet, Cigdem, Elif, Huseyin, Ersan, Ceren

Duvarda asili duran resimin bu fotografa verdigi huznu ben de simdi bu guzel insanlarin yuzlerine bakarken hissediyorum.
TGBDER'de gecirdigim guzel zamanlari cocuklugumun finali olarak hatirlayabilirim! Ya da Turkiye'deki gunlerimin sonu olarak! Oylesine esikte bir yerde TGBDER. Ilkokulda "atlikarinca" isimli bir dizi izlerdim, ortaokula geldigimde ise su anda ismini hatirlamadigim ama lise ogrencilerinin tilt oynadigi ve hep ayni kafede oturdugu bir diziye takilirdim. TGBDER de o diziler gibi coooook uzakta kalmis gecmisin altin zamanlari cagrisimi yapiyor bende . Elif? Cagrisim demistin di mi?
64 (yoksa 85 miydi??) yasindaki Riza Amcayla, 16 yasindaki liseli gencleri ayni masada birlestiren sihir neydi? Cuma aksam yemeklerindeki ya da pazar sabah kahvaltilarindaki mutlulugumuzu stk dinamizmiyle filan aciklayamayiz di mi?

Kivanc

Not: Butun esek sakalarima gulerek katlanan sevgili Cigdem :) Bana bu fotografi gonderip ruhsal koordinatlarimi sarstigin icin cok tesekkur ederim :) Seni, sana saka yapmayi ve tabi ki de sosisli boreklerini cok ozledim :) "Pinarcim" ve ayni zamanda sevgili "nupelda". Gecenin bir vakti kapimin esigine saklanip (aslinda saklanamayip) beni karsiladiginiz gunu hatirladikca hala guluyorum :)

October 27, 2007

gelecege dair hayaller



Cocuklarin cocukluktan cikarildigi, kan-silah-savas-teror kelimelerinin ustune karabasan gibi coktugu bir toplumun barisa ve umuda dair hayaller kurmasi zor olsa gerek. Bugunlerde fasistler vatan hainliginin sinirlarini yeniden ciziyorlar. Turkiye'yi cok sevmeniz bile kurtarmiyor sizi. Cunku sizin de ortaligi terorize etmeniz, slogan atmaniz, bayrak asmaniz gerekiyor. Mutlaka bir acigi(n)(m)iz vardir. Hrant Dink'in gulusune asik olmusuzdur veya Ermenistan'la diyalogu savunmusuzdur. Ya da Kurt sorununu kaplayan militarist dili yadirgamisizdir. Bu yeni "vatan hainligi" tasariminda butun yollar siddete cikiyor. Oyle ya da boyle! Cunku bir sekilde onlardan degiliz! Cunku ulkemizi 3 yasindaki bir cocuk gibi degil akli basinda bir insan gibi seviyoruz.

Bu zor gunlerde hala ulkemizin gelecegine dair guzel hayaller kurmaya calisiyoruz. Yukarida gordugunuz tasarim canim arkadasim Zeynep Baser'e ait. Terorizme basvurarak Kurt sorununu cikmaza sokan PKK ve sokaklarda kudurmuscasina bagiran bu kalabaliklar Zeynep gibi hayaller kursaydi: NE TEZKERELER NE DE SAVASLAR olurdu!

okyanus otesi yazilar...



'Bir Millet Uyanıyor' yapıyorlar. 'Ateşten Gömlek' yapıyorlar. Heyheylenme ustaları her biri. Gazzz verip/yaraya tuzzz basıyorlar.
Sonra da 'Yürü bre Mehmedim' yapıyorlar. Ki, fakirin fukaranın/köylünün rençberin evladı, oğlu, analarının kınalı kuzuları, 86'lılar, 87'liler sapır sapır dökülsünler dağlarda, ovalarda.
Davul zurna/düğün bayram yollandıkları askerliklerinden ay yıldızlı bayrağa sarılı tabutlarıyla dönsünler köylerine. Hem zaten 'Şehitler ölmez/Vatan bölünmez.'

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=236483

October 20, 2007



"..........Türkiye, 60'larda başlayarak, hatırı sayılır bir 'kol gücü' ihraç etti. Anlaşılır bir şeydi, çünkü burada, yaratılan nüfusa iş bulmak zordu, doyurucu ücret vermek zordu; her şey zordu (Bu 'nüfus' konusuna tekrar tekrar dönmek gerekiyor).
Ama şimdi okuyanın yüzde 59'u dışarı gidiyor... Bunun öncelikle ekonominin dayattığı bir tercih olduğunu pek düşünemiyorum, doğrusu. Türkiye'de Hindistan gibi boğucu bir sefalet yok, hiç olmadı. Ama gerçekten 'boğucu' sayılacak başka şeyler var: özellikle de iyi öğrenim görmüş aydın kesim için. Bir sokak kabadayısının Nobel almış yazara 'akıllı ol!' diye bağırabildiği ve bütün 'müesses' ve 'müşekkel nizam'ın bunu bağırandan yana bir biçimde işlediği bir toplumda, neyin 'boğucu' olduğunu uzun uzun tartışmaya gerek var mı?
Aslında, evet, var. Durmadan tartışmak gerek. Yüzde 59'un yaptığını ciddiye almak gerek." (Murat Belge)

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=236236

October 15, 2007



".....Ne olursa olsun, kimler karşı koyarsa koysun Türkiye barışa kavuşacaktır. Ben de buna inanıyorum. Yakında bu savaş barışla bitecektir. Mehmed mezarında rahat edecektir. Savaşın sürmesi için hiçbir neden yoktur. Bu savaşı oyun sanıyorlar. Kimse hiçbir sebep bulamaz.
Bugün oyun sanıyorlar savaşı. Belayı, o savaşı isteyenler bulacaktır, halklarımız değil." (Yasar Kemal)

October 9, 2007



"......Öylesine ciddi bir TABU 'yaratma' söz konusu olabiliyor bu topraklarda!
Atam'a Dokunma! hastalığı. İyi de Mustafa Kemal niye senin? Niye yalnızca senin? Senin Atan da benim Atam değil mi? Senin yaptığın 'okumaları' ben yapmıyorsam/yapamıyorsam Atatürk'ten, ben bambaşka şeyler anlıyorsam, anlayabiliyorsam, senin TEKELCİ ATATÜRKÇÜLÜĞÜNDEN sıkılmışsam,
bunalmışsam- ne olacak şimdi?
Ben Hrant Dink'in yaşadığı bir Türkiye'nin Atatürk'ün muhayyilesindeki Türkiye'ye kat be kat daha uygun olduğunu, yakışır olduğunu, yaraşır olduğunu düşünüyorsam-
Sen ve Senin Gibilerin; siz Derin Tugayların (Kemalizm'in derin koruyucusu olduğunu zannedenlerin) Derin Mimarların (Kemalizm'in tabularının/yasaklarının/kırmızı sınırlarının derin inşaatçısı olduğunu varsayanların) ÇIKAR ATATÜRKÇÜSÜ olduğunu düşünüyorsam; ne yapacağız peki?......." (Perihan Magden, 9 Ekim 2007, Radikal)

October 1, 2007

Hepimiz Ermeniyiz, Hepimiz Hrant'iz



Hrant Dink davasi basladi. Adalet sisteminin ve derin devletin gelecege dair umutlarimizi giderek zayiflattigi bir ulkede bu davadan ne beklenebilir? Devlet destekli katil surusunun ve potansiyel katillerin tehditlerine aldirmadan; askla, inatla, yazarak, anlatarak bir seyleri degistirmeye calisan insanlarin da dramidir ayni zamanda bu dava.

Fotograf: http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=6541&p=36&rid=2

September 19, 2007



Sayin Nevzat Erdemir,

2006 ODTU mezunu bir ogrenci olarak su anda egitimimi
Amerika Birlesik Devletleri'nde George Washington
Universitesi'nde surduruyorum. Ayni zamanda bir
hukukcunun ogluyum. Hrant Dink'in vahsice
katledilmesine ovguler duzen bir siiri ve klibi oven
sozlerinizi gazetelerden uzuntuyle takip ettim.
Uzulerek soylemeliyim ki, Izmir gibi cagdas bir sehre
ve hukukcu kimligine hic ama hic yakismayan bir
durusunuz var. Bunu sadece bu sozlerinize dayanarak
degil, baronuzun insan haklari icin calisan birimini
lagvettiginiz icin de soyluyorum.

Eger Turkiye'yi gercekten cok seviyorsaniz sunu da
bilmenizi isterim: Ulkemden binlerce kilometre uzakta
Ismail Turut ve benzeri fasist adamlarin, siz ve
arkadaslariniz (Kerincsiz vs..) gibi hukukcularin
eylemleri, demecleri ozgur, demokratik, sosyal bir
Turkiye isteyenleri utandiriyor.

Umarim Ege'nin incisi Izmir, bir gun ozgurlukcu,
cagdas bir baro baskanina kavusur da katilleri,
irkcilari ve fasistleri oven sizleri kotu bir gecmis
olarak hatirlariz.

Saygilarimla,

Kivanc Ozcan

Not: Bu yaziyi soz konusu baro baskanina gonderdim ama e-posta kutusu dolu oldugu icin iletilemedi. Bu yuzden sitemde yayinliyorum.

September 13, 2007



Artik geldik,
Cografyamizdan konusacagiz,
Tabulari yikacak, putlari kiracak ve
Dogu'nun sesini dunyaya haykiracagiz,

Hosgeldin "dogudan"...

September 8, 2007



Masa, kitaplik, yatak hazir :) Dersler de basladi :) Rahatim, keyfim yerinde... Washington DC'den sevgiler...

September 7, 2007

aforizmalar(im)




*Ruhlarını başkalarının zamanlarında dinlendirenler hiç bir zaman kendilerine dönemezler.

*Baka baka resmine, başka başka senler yaptım. Sana benzemeyecek hiç benim senlerim.

*Başka akılların kölesi misiniz? Yoksa kendi zamanınızın efendisi misiniz? İşte bütün mesele bu!

*İki tip insandan kaçmalıyım: İnsanı metalaştıranlardan, metayı insanlaştıranlardan.

*Bir insanin dusmanlarini unutmasi kendi yasama hakkina yaptigi en buyuk saygisizliktir.

Yazilar: Kivanc
Fotograf: http://photo.kstaken.com/pictures/alone.jpg

September 4, 2007

evim, okulum



Sol taraftaki sari nokta evimin oldugu yer. Sag taraftaki sari nokta ise okulum. Resmin uzerine tiklayip goruntuyu buyutebilirsiniz. Aile, es, dost, arkadaslara duyurulur :)

September 2, 2007

renkli siir



sari sari dusuyor yapraklar,
takim elbiseli adamlar cumbusu benim burasi,

oysa burada degilim ben,

kirmizi kirmizi dusunmekteyim onu,
dengesiz bir gokkusagi icimin ahengi,

oysa gormedim gokkusagimi,

yesil yesil bakiyorum ona,
su gibi bakiyor bana!

oylece,
ve
bu yuzden,

renk bicemiyorum, konusamiyorum, konusmak istemiyorum

biliyorum sadece,
mavi bir uykuda simdi,

istanbul ortuyor onu,
ruyalarinda bogazin turkusu,
takim elbiseli adamlar cumbusu benim burasi,

oysa burada degilim ben,

renkli bir siiri adimlamaktayim...


Kivanc

Washington DC,
2 Eylul 2007, 00.06
Fotograf: Kivanc, Temmuz 2006, Annecy-Fransa

August 31, 2007

yeni bir hayat perdelerini acarken

Okulum basliyor. Gunlerdir suren ev bulma cabalarim, burs arayislarim, pazarliklar bitti sonunda. Simdiye kadar Washington DC sokaklarinda dusunceli bir sekilde gezindim. Hic bilmedigim bir sehirde, tanimadigim insanlarin arasinda kendimi dinlemeye bile firsatim olmadi. Ailemi, akrabalarimi, Okay'i, Melis'i, Hande'yi, Sevinc'i, Tugba'yi, Zeynep'i ve diger arkadaslarimi uzun sure goremeyecek olmam beni durgunlastirdi. Ama olmayacak galiba bu is dedigim anlarda yeni bir firsatla tutunma umutlarim artti. Bu alisma doneminde attiklari e-maillerle bana destek olmaya calisan arkadaslarima ve ozellikle son zamanlarda, Turkiye'deki son gunleri olmasina ragmen, beni yalniz birakmayan Prensese :) tesekkur ederim.

hepimiz...

August 19, 2007



(Jackie-Athens) cheers :)

Mathias, Khemra, Alain, Kivanc, Thabo, Wawan. Hey Mathias, did you check the dustbin in front of the Shively Hall? Are you sure that there is nobody in it? :)


Who snoared? You or me? Dear Eric, I will miss your friendship. I hope I have a roommate like you. And please pronounce my name: Kevenc or Kivanc? You know the answer :)


Kivanc, Andrea. Serkan. Thank you Andrea. I will miss you.


Thabooooooo :) I will be your nightmare in NYC :) sorry, dream...


Wakagi, Kivanc, Alain

August 14, 2007

iç kıyıları...



iç kıyılarımızda tamir ederiz
kırılan direklerimizi

yorgunlukların ve kırgınlıkların
efendisiyim şimdi,
terkedeceğim iklimlerde,
unutacaklarimla dövüşüyorum!

sırtımı okşuyor,
karşı kıyının rüzgarları,

ah o tanıdık şarkı!
gözyaşlarımı istiyor yine...

oysa ki,
bütün borçlarımı kapattım ben,
bütün isteklerimi öldürdüm,

kendimde kendimle kalmak için
iç kıyılarıma taşındım.


Kivanc

(14.08.2007) Athens-Ohio

July 29, 2007

hoşçakal Türkiye...



Kapatilmayi bekleyen koliler, boya kokusu, tablolarini ozleyen duvarlar, salonun ortasindaki valizler..... Tasinma telasi.
Gidiyorum iste sonunda. Baska topraklarda, yabanci insanlar arasinda, ulkemi, ailemi, arkadaslarimi ve Ankara'yi ozlemeye gidiyorum. Hayallerim beni dunyanin oteki ucuna savuracak kadar guclu. Hayallerime aşığım bu yuzden.

"Sesler, yuzler, sokaklar" i dinliyorum. Bu ulkeye dair geride birakacagim herkes, her yer icimdeki albumun hic tozlanmayacak sayfalarina hizla yerlesiyorlar. Dost sohbetleri, imge'de aksamustu keyfi, Okay, Hande, Emre, "internettin", sayin Mustafam, Rifat, Ali Riza, Princess of the shiny shores, Doğa, Miss. Purple, Fransiz saraplari, dudagimdaki vanilya kokusu-, tanimadigi bir insanin olumune aglayacak kadar ince arkadasim Zeynep, ODTU, efsunlu yonetici, dernek, Sodem, dogudan dergisi... Ne kadar cok sayfa var!

Aslinda bir cok seyi goturecegim. Izmir'de kordonda yurumenin keyfini, Bogazici'nden Bebek'e agaclarin arasindan inmeyi, Amasra'daki serin sabah ruzgarlarini, Hopa sokaklarini, Tunali'nin kalabaligini...

Turkiye'ye tekrar donecek miyim? Bilmiyorum. Hrant Dink'in cenazesinde icime yerlesen bu ulkeyi terk etme fikri gun gectikce guclendi. Kendisinden farkli olanlara ölümlerden ölüm begendiren bu yorgun cografyanin irkci-milliyetci akliyla, darbecilerine aşık tuhaf "sosyal demokratlarla" ve yeni bir seyler yapma umuduyla yola cikip umuda dogru yol alan gemimizi terkedenlerle mucadele edecek kadar guclu muyum? Uzak ulkelerde, yeni yuzlerin arasinda bu sorunun cevabini verecegim.

Hoscakalin...

July 17, 2007

teknedeyiz



Turkiye'den ayrilmadan once arkadaslarimla birlikte Ege kiyilarinda guzel bir tura ciktik. Fotografta mayolu olmayan bir tek ben varim cunku bu footograf cekildikten sonra Tugba'nin nisani icin Odemis'e gittim. Onumuzdeki sene baska kiyilarda gorusmek uzere...

tekne turumuz

July 4, 2007

BRISMES Graduate Conference 2007




BRISMES Graduate Conference 6-7 July 2007

7 July, 9.30: Urbanization of Beirut/Kivanc Ozcan

Oxford University-UK

June 2, 2007

oylar sola, gelecegimize!




Geliyoruz! Kürt sorununu bariscil yollarla cozmek icin, irkciliga taviz vermemek icin, halklarin esitligi ve kardesligini savunmak icin, ezilenlerin ve magdurlarin sesine can katmak icin SOL'un ortak adaylarini destekliyoruz.

May 30, 2007



Bizler, çeşitli halkların, kültürlerin ve kimliklerin farklılıklarıyla barış içinde bir arada yaşayabileceğine olan inancımızı koruyoruz. Bu ülkede yaşayan herkesin dil, ırk, inanç, cinsiyet ve cinsel tercih ayrımı gözetmeksizin eşit olduğuna inanıyor ve herkesi bu ülkede yaşayan insanların; haklarına, kültürlerine ve kimliklerine saygı duymaya çağırıyoruz.

www.bufkedestek.org

Waiting For Barbarians



Okay, Mariam Said ve ben. Bu fotograf Bogazici Universitesi'nde duzenlenen "Barbarlari Beklerken" baslikli konferansta cekildi. Illan Pappe, Karma Nabulsi, Murathan Mungan, Elias Khoury gibi isimlerin de konusmaci olarak yer aldigi konferansta Edward Said'in karisi Mariam Said ile tanisma firsati bulduk. Biraz deniz havasi aldik. Okay Bebek-Ortakoy sahili boyunca sanatsal fotograf calismasi yapti. Sehirici servisine yetismek icin kosarken ben dustum! Kisacasi her zamanki gibi ogrendigimiz ve eglendigimiz bir geziyi de geride birakarak Ankara'miza geldik.

Kış dönümü...

Yılların ardından… bir merhaba – uzaklarda kalan kendime de! İçtenlikle...   Yazarım belki bundan böyle. Kapattığım kapılar açılır, küfleri ...