September 14, 2010

artik yordunuz...

Artik yordunuz... Referandum icin dagittiginiz rusvetler, cevirdiginiz dolaplar, oyuna bile sahip olamayan muhalefet lideri ve irkciligin dislerini gostermeye her zaman hazir olanlar. Yarattiginiz bu karmasa ve kargasanin icinde dusunemez olmusum. Her birimizin onceden belirlenen bir tarafi ve buna gore oynamamiz gereken roller vardi. Hayir diyen darbeci Evet diyen aptaldi. Ve biz bu topraklarda beraber yasamak zorunda oldugumuzu gormemek icin cabaladik. Kibarlik yapip cabaladik diyorum ama kendi adima konusacak olursam ben ne darbeciyim ne de referandumda evet dedim. Sizler tepisirken ben kullanacagim oyu anlamlandirmak icin bu ulkenin en saygin bilim insanlarinin yazilarini okuyordum. Sandikta benimle ayni dogrultuda oy kullanan insanlarin bir bolumuyle adimin ayni cumlede gecmesi bile benim icin utanclarin en buyugudur. Fakat sunu da belirtmek isterim, artik yalniz ve guzel ulkemde siyaset yapma alani tek bir gucun elinde toplaniyor ve haliyle daraliyor. Benim tamamen karsisinda oldugum sagci ve muhafazakar bir zihniyetin kafesine giriyoruz. Kiz arkadasiyla elele tutustugu icin parktaki genci dovduren adamlar simdi yargiyi ele gecirdiler. Alevilere zorla Sunnilik ogretmek isteyenler simdi biraz daha guclendiler. Iscileri Taksim'de ve Kizilay'da coplayanlar simdi baskanlik sisteminden soz ediyorlar. Kurtlerin temsilcilerini muhattap almadan acilim yapmaya kalkisanlar hepimizin telefonlarini dinliyorlar. Bu memleketin irkcisindan, ulusalcisindan yeterince tiksindim, tiksiniyorum. Bu nefretimi muhafazakar iktidarindan mi esirgeyecegim?

Artik yordunuz... Kurtlerin, Alevilerin, iscilerin ve yoksullarin haklari icin cabaladiklarini soyleyenler cemaatin iktidariyla cilvelesiyorlar simdi. Gucun karsisinda hizaya geciyorlar. Onumuzdeki yillarda yasayacagim ulkeyi belirlemek icin ugrastigim su zamanlarda benim icin once buyuk bir uzuntu sonra da motivasyon kaynagi oldu bu geride biraktigimiz 10 gun. Kusura bakmayin, bireysel iliskilerinizden, kurumsal iliskilerinize kadar kocaman bir guvensizlik, ruhsuzluk, tasralilik ve paranoyaklik uzerine kurdugunuz bu cumhuriyet benim cumhuriyetim degil. Dini sorunlarinizi yasaklarla, etnik sorunlarinizi silahlarla, siyasi sorunlarinizi hamasetle cozmeye devam edebilirsiniz. Universitelerde turban serbest olsun dedigimde AKP'li, Kurt sorununu silahla cozemeyiz dedigimde PKK'li, referandumda Hayir dedigimde askerci dediginiz BENDENIZ savundugu siyasi dusunce ne olursa olsun cigeri bes para etmeyen ve suratlarina tukurmek istedigim adamlarla ugrasmaktan artik gercekten yoruldum.

Artik yordunuz... Bugun belki de bundan sonra, Turkiye'ye sadece turistik ziyaret icin gelmemi gerektirecek olan is basvurumu yaparken boyle duygular icindeydim. Kabul edilirim veya edilmem orasini bilemiyorum. Ama bildigim bir sey var, ben artik bu sosyal demokrat musveddeleriyle, islamcilarla, irkcilarla ve darbecilerle ayni oksijeni solumamak icin canimi disime takmis bulunuyorum!

No comments:

Kış dönümü...

Yılların ardından… bir merhaba – uzaklarda kalan kendime de! İçtenlikle...   Yazarım belki bundan böyle. Kapattığım kapılar açılır, küfleri ...