May 7, 2007

yollarda...



Karadeniz Sahil yolunda aksamustu gunesinin dustugu yolda ilerliyor otobus. Yorucu, zor ama keyifli gecen bir arastirmayi tamamlamis olmanin huzurunu yasarken, geride biraktigim 5 gun boyunca yasadiklarimi dusunuyorum. Cay bahcelerini, yesilin binbir tonunu, deniz kokusunu ve farkli dilleri konusan Turkiyelileri.

Turkiyedeki tek ODP’li belediyeye insanlarin yaklasimlarini, Laz-Hemsin ayriminin toplumsal hayata yansimalarini, sinir ticaretinin bolgeye etkisini, Hopa gecelerindeki Dagistanli, Gurcu, Rus kadinlari, ve onlarin geceyi daha da siyaha boyayan oykulerini, Caykur fabrikalarini, cay kotalarini, daginik yerlesimleri, ormanlarin arasindan caglayan dereleri. Hamsili sebze yemegini, bize evlerini acan hic tanimadiklari ailelerimize bile selam yollayan, bir daha gelirsek bizi evlerinde misafir etmek istediklerini soyleyen insanlari, Hemsince konusan yasli teyzeyi, “O kiza nasil bakaysun da!” diyerek arkadasina satasan sevimli ufakligi, “ben seni cagurdum mi? ne geluysun buraya” diye bize cikisan yasli amcayi, gorusme sirasinda bana sinirlenip konusmayi bitiren adami hatirliyorum birer birer.

Kadinlarin saatlerce, binbir zorlukla topladiklari caylari satip paralarini Hopa’nin arabesk disko alemlerinde harcayan erkekleri dusunurken, gorustugum kadinlarin fisildayarak anlattiklari otel pencerelerinden olume atlayan Rus kadinlari geliyor aklima.

Hemsinliler aslinda Ermenidir diyen adamin gozlerine “ee nolmus yani” diye bakmamak icin kendimi tuttugumu, Lazlar buranin sahibi zannediyorlar kendilerini derken icindeki hinci gizlemeyen Hemsinli teyzeyi hatirliyorum.

Ankara’dan – Istanbul’dan tipki arsiz bir oryantalist gibi Turkiye’nin baska yerlerine bakarken takilan gozlukleri dusunuyorum. Karedeniz’in sadece yesil-orman-hamsi-cay bahcesinden ibaret oldugunu dusunenlere aciyacagim.

Neyse, yazacagim daha. Uzerimdeki sarhoslugu atmak istemiyorum. Belki biraz muzik…

Deniz kokusu getiriyorum….. Ankara’ya geliyorum!


Yazi: Kivanc
Foto: www.lavinya.net

No comments:

Kış dönümü...

Yılların ardından… bir merhaba – uzaklarda kalan kendime de! İçtenlikle...   Yazarım belki bundan böyle. Kapattığım kapılar açılır, küfleri ...