New York'tayim sonunda. Oklahoma ve Canada'nin sakin havasindan sonra Times Square'de gokdelenlerin icinde isik ve insan selinin arasinda yeni yila girecegim. Butun gun New York'ta gezerken, Istanbul'da Istiklal caddesinde yururken hissettiklerimi animsadim: "bu sehir bir canavar!" Ve her zamanki gibi Ankara'yi ozledim. Metropolitan Art Museum'u cok begendim. 16. 17. yuzyildan kalma savas zirhlarinin oldugu bolum, Egyptian Art ve tabii ki Monet, Picasso ve Van Gogh tablolari gercekten gorulmeye deger. Havanin soguk olmasina aldirmadan Central Park'in icinde turlamak, Broadway'de ve 5th Av.'de gezmek de cok guzeldi. Yine de yasamak icin cok karisik bir yer burasi. Hukukun, hukuksuzlugun, paranin, zenginligin, fakirligin, pisligin, kalabaligin, eglencenin, gurultunun birbirine bu kadar yakin hatta bu kadar kaynasmis olmasi ve bu kaynasikligin yarattigi kaos insanda kultur soklari yaratabilecegi gibi icinden cikilmasi guc bir labirentte oldugunuz izlenimi de verebilir
.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
Kış dönümü...
Yılların ardından… bir merhaba – uzaklarda kalan kendime de! İçtenlikle... Yazarım belki bundan böyle. Kapattığım kapılar açılır, küfleri ...
-
Emory College'i iyi bir dereceyle bitirdikten sonra toplumla arasindaki iliskiyi cuzdanindaki paralarla birlikte yakan ve Alaska'ya ...
-
Yiğitliğini kapatmaya üzerine örtülen gazete kağıtları yetmiyordu. Televizyondan görebildiğim biraz kan ve tozdu. Yaşadığımız cehennemi yüzü...
-
Yesterday, Beats in the Heart of Orient or in its original name Battements au coeur de l'orient played in the historical concert hall,...
No comments:
Post a Comment