April 30, 2009



Özgürlük, eğitim, gelecek;
ODTÜ mücadeleden vazgeçmeyecek!


ODTÜ öğrencisi, okuluna, ülkesine ve dünyasına sahip çıkıyor, mücadeleye devam ediyor. Bizler, özgür bir bilim üretim alanı olması gereken üniversiteleri birer ticarethaneye çevirip işletmeci mantığıyla yönetenlere karşı eşit ve parasız eğitimi savunuyoruz. Eğitimi bir hatim yarışmasına çeviren ezberci ve rekabetçi zihniyete karşı bilimsel, yok sayma ve yok etme politikalarına karşı anadilde eğitimi savunuyoruz.
Karşı çıktığımız zihniyetlerce yönetilen fakat savunduklarımızla ayakta kalan bizler, bir araya geldiğimizde neler yapabileceğimizin en iyi örneklerinden birini, geçtiğimiz hafta içinde Özgürlük Günleri boyunca gösterdik. Yüzlerce öğrencinin emeği ile gerçekleşen onlarca etkinlik, binlerce öğrenciye bir nefes alanı açtı. Rektörlüğü ve jandarması ile üzerimize kapaklanmaya çalışan baskının duvarını ördük, onu açığa çıkardık. Film gösterimlerinden Kürtçe derslerine, kantin sohbetlerinden konserlere, halk oyunlarından jandarmadan korunma yöntemleri eğitimine kadar bize dair ne varsa, hepsini o baskı duvarının gözü önünde gerçekleştirdik. Ve nihayet, ‘o duvar’ı, baskı duvarını yerle bir ettik.

Özgürlük Günleri’ne tanıklık eden o duvar, hayatımız boyunca bizi sarmalayacak baskı ağından yalnız bir tanesiydi. Ülkemizin en ‘özgür’ üniversitelerinden biri olarak kabul edilen ODTÜ’de özgür olabilmek gibi, oradan ayrılarak hayata atılmak için de yıkmak zorunda kalacağımız onlarca yeni duvar halen örülmektedir. Yetkin mühendislik bunlardan yalnızca biridir. Binlerce deneyimli mühendisin işsiz kaldığı bir düzen içinde ODTÜ mezunu gençlere iş kapılarının ardına kadar açık olduğu yalanına inanmamızı umarak örüyorlar yetkinlik duvarını. Sözleşmeli öğretmenlikten kurum sınavlarına kadar bir dizi duvar, hem de tek başımıza yıkmamız gereken bir sürü duvar önümüze dikiliyor. Kendi geleceğini ülkesinin geleceğinden soyutlamış, bireysel kurtuluş dehlizlerinde yolunu arayan, günde 16 saat çalışarak bol para kazanmanın rüyasına yatmış, uyanmayan bir gençlik yaratmak peşindeler.

Oysa dünyamız, bilinçlerimize zerk edilen bu neo-liberal rüyadan uyanmanın eşiğinde, artık daha hızlı dönüyor. Emperyalist kapitalist sistemin dişlileri çatırdarken, o çarkların arasından ezilmeyi reddeden işçi sınıfı, 1 Mayıs’ta yeniden alana çıkıyor. Ülkemizin ve dünyamızın tek gerçek kurtuluş umudu işçiler, ülkemizin en uzun ve zorlu hak arama mücadelesinin öznesi olmuş kamu emekçileri, köylüler, aydınlar, gençler, gerçekten bizim olan bir ülke ve dünya için pankartları, bayrakları ve sloganları ile faturasını bize kesmek istedikleri krizlerini patronların başına çalmak için sokağa dökülüyor. Bizler de bu meydan okumadaki yerimizi, her yıl olduğu gibi, ODTÜ Öğrencileri pankartıyla alacağız. Kendi ellerimizle yarattığımız Özgürlük Günleri’ni bir adım ileriye, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününe taşıyacağız.

Gelenek sürüyor, ODTÜ yürüyor!
ODTÜ Öğrencileri

No comments:

Kış dönümü...

Yılların ardından… bir merhaba – uzaklarda kalan kendime de! İçtenlikle...   Yazarım belki bundan böyle. Kapattığım kapılar açılır, küfleri ...