July 29, 2007
hoşçakal Türkiye...
Kapatilmayi bekleyen koliler, boya kokusu, tablolarini ozleyen duvarlar, salonun ortasindaki valizler..... Tasinma telasi.
Gidiyorum iste sonunda. Baska topraklarda, yabanci insanlar arasinda, ulkemi, ailemi, arkadaslarimi ve Ankara'yi ozlemeye gidiyorum. Hayallerim beni dunyanin oteki ucuna savuracak kadar guclu. Hayallerime aşığım bu yuzden.
"Sesler, yuzler, sokaklar" i dinliyorum. Bu ulkeye dair geride birakacagim herkes, her yer icimdeki albumun hic tozlanmayacak sayfalarina hizla yerlesiyorlar. Dost sohbetleri, imge'de aksamustu keyfi, Okay, Hande, Emre, "internettin", sayin Mustafam, Rifat, Ali Riza, Princess of the shiny shores, Doğa, Miss. Purple, Fransiz saraplari, dudagimdaki vanilya kokusu-, tanimadigi bir insanin olumune aglayacak kadar ince arkadasim Zeynep, ODTU, efsunlu yonetici, dernek, Sodem, dogudan dergisi... Ne kadar cok sayfa var!
Aslinda bir cok seyi goturecegim. Izmir'de kordonda yurumenin keyfini, Bogazici'nden Bebek'e agaclarin arasindan inmeyi, Amasra'daki serin sabah ruzgarlarini, Hopa sokaklarini, Tunali'nin kalabaligini...
Turkiye'ye tekrar donecek miyim? Bilmiyorum. Hrant Dink'in cenazesinde icime yerlesen bu ulkeyi terk etme fikri gun gectikce guclendi. Kendisinden farkli olanlara ölümlerden ölüm begendiren bu yorgun cografyanin irkci-milliyetci akliyla, darbecilerine aşık tuhaf "sosyal demokratlarla" ve yeni bir seyler yapma umuduyla yola cikip umuda dogru yol alan gemimizi terkedenlerle mucadele edecek kadar guclu muyum? Uzak ulkelerde, yeni yuzlerin arasinda bu sorunun cevabini verecegim.
Hoscakalin...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
Kış dönümü...
Yılların ardından… bir merhaba – uzaklarda kalan kendime de! İçtenlikle... Yazarım belki bundan böyle. Kapattığım kapılar açılır, küfleri ...
-
Emory College'i iyi bir dereceyle bitirdikten sonra toplumla arasindaki iliskiyi cuzdanindaki paralarla birlikte yakan ve Alaska'ya ...
-
Yiğitliğini kapatmaya üzerine örtülen gazete kağıtları yetmiyordu. Televizyondan görebildiğim biraz kan ve tozdu. Yaşadığımız cehennemi yüzü...
-
Yesterday, Beats in the Heart of Orient or in its original name Battements au coeur de l'orient played in the historical concert hall,...
5 comments:
go home yankee!!!:)
Merhaba Kivanc,
Duygularini bu kadar akici ifade edip kelimelere dokuyosun yaaa sana gipta ediyorum.umarim yengecim,hayallerin seni yaniltmaz,unutma mutsuzlugunun kaynagini bildigin surece mutlusun.Dostoyevskinin sozuydu galiba :)
Hayatta basarilar seninle olsun.
canan yengen
Canım ortağım benim,
Geçen sene 6 ay boyunca kendimi hiç yanlız hissetmedim seninle aynı kıtadayım diye. 2 saatlik farka rağmen msn de gece yarısı sohbetleriyle paylaştık içimizdekileri Türkiye'den çok uzakta. Hep yanındayım ortağım; biliyorsun kalbimin yarısı hala Seattle'da atıyor olacak:)Şubat için planlara başladım bile...
Yolun açık olsun canım dostum. Güle güle git, güle güle gel!
Umarım orada alacakların burada bıraktıklarından fazla olur...
Dönüşünü heyecanla bekliyorum...
Güle güle git değerli dostum...
canım gidiyorsun demek... dönüşünü bekleyeceğim ender insanlardansın, buna değdiğini de biliyorum. yazışmaya devam edelim. bu arada master başvurum bölümde kabul edilmiş.
Post a Comment