November 17, 2005

Bu da Bizim “bortu bocek ve selale” Isyanimizdir!

Hayir, gazetelerde okudugunuz, televizyonlarda izlediginiz isyan ruzgarlarina kapilmis filan degiliz. Daha hic sokaga dokulmedik, kimsenin arabasini da yakmis degiliz henuz! Zenci degiliz, beyaz degiliz, dinimiz, kitabimiz yok! Ama isyanimiz var! Izninizle...
Disimiz size benzer icimiz kurdugumuz duslere... Bu devirde hala dus kurabiliyoruz, tatli ruyalar gorup sabahin gercekligine aglayarak uyaniyoruz. Biz, kizarik gozlerle, gunduzleri size benziyoruz, geceleri yildizlara! Kaybedecegimizi bilmenin iliklerimize isledigi bir savasin isyancilariyiz. Kelimelerden cicek firtlatan silahlar, ruyalarimizdan uzak ulkeler yaratiyoruz. Ozur dileriz! Bir daha yapacagiz!
Bortu bocek selale” yi Doga icad etti aslinda. Ben onu kiskirttigim icin suc ortagiyim sadece. Biraz yardim ve yataklik yani! Simdi bizi alip, yuzlerimize siyah bant cekip teshir edebilirsiniz, onumuzdeki masaya da suc aletlerimizi koyabilirsiniz: Biraz dus, eh biraz da yaprak, bocek filan! Haa bir de “iyi bir sevgili”!! Cunku biz hem sucluyuz hem gucluyuz! Utanmiyoruz, pisman degiliz!
Bu bizim isyanimizdir! Parayla olculen sevgilere, canimli cicimli infazlara, sevginin onundeki maddeci engellere ve bu maddiyatciligin saksakcilarina, iki gune iki “sevgili” sigdiranlara kirginligimizdir. Bu bizim bortu bocek ve selale ulkesine bavulsuz ve pasaportsuz kacisimizdir!
"Sirt sirta vermis ciftlerin habire mesaj yazdigi[1] ulkenizi size birakip gidiyoruz. Barlarinizdan, diskolarinizdan, sokaklarinizdan coktan istifa edip duslerimize kapanmistik! Artik duslerimizi de istiyorsunuz. Biz gidiyoruz!
i-pod’lariniz ve cep telefonlariniz olmadan ne kadar yasayabilirsiniz?”[2]. Biz i-podsuz, cep telefonsuz bir dunyaya gidiyoruz. Istedigimiz biraz bortu bocek, selale ve tabii ki “iyi bir sevgili”! Basimiz dik, kalbimiz kirik...! “Hoscakalin” larinizi da tavan arasina kaldirdiginizi bildigimiz icin sizlere el sallamadan gidiyoruz.
Usandik biraz da! Anlatamadik! “Ortalıkta hoppa kızlar, ağır oğlanlar, lay-lom nakaratlar...”[3]... Biz “ortalik” ta dolasamadik, ayak altina giremedik. Fotograflarda kaybolduk cunku fotografini cektiklerimize vurulduk! Sonunda makinelerimizi cekmecelere kilitledik. Kibardik, sevimliydik ve saftik! Ayni cukura defalarca dusenlerimizi gomduk. “Seve seve” olduler onlar... Bortu bocek selale ulkesinin hissiyati oldular! Biz de odalarimizda, duslerimizde olmeye olmeye azaldik. Simdi olmeye gidiyoruz: Bortu bocek ve selale ulkesine!
Yine de uzgunuz! Size bir sey birakamadik. Anlatmaya calistik ve sasirdik! Bir elinizi tuttukca oteki elinizin baska yerlerde oldugunu gormenin utanci yetti bize. Biz sizin icin de utandik! Artik olmeye gidiyoruz. Buyuyemedik sadece boyumuz uzadi, adam olmadik, baltalara sap olmak bir yana kafamizda balta yariklari actik. Kisacasi sizin dunyanizda bi bok olamadik! Biraz asik olduk ve yeni bir ulke yarattik.: Bortu bocek ve selale ulkesi. Savastik, vurulduk ve surunduk! Yenildik ve kazandik! Sinirlar cizemedik; elimiz varmadi. Polisler dikemedik; icimiz elvermedi! Daha fazla yazamadik; kagidimiz islandi!
Isim babasi: Doga Aytuna
Yazi: Kivanc Ozcan
[1] http://www.gazetem.net/cdundaryazi.asp?yaziid=21
[2] Kiser, Ken. OSU’da American Marriage and Family dersi (Kivanc)
[3] http://www.gazetem.net/cdundaryazi.asp?yaziid=21

No comments:

Kış dönümü...

Yılların ardından… bir merhaba – uzaklarda kalan kendime de! İçtenlikle...   Yazarım belki bundan böyle. Kapattığım kapılar açılır, küfleri ...