February 6, 2008




Turbanla ilgili bildiriler havada ucusurken, dusuncelerime en yakin buldugum yazilari Radikal'de Yildirim Turker ve kamuoyuna gonderdigi duyuruyla Ali Nesin yazdilar. Yobazligin her turlusune karsi cikan birisi olarak turbanli kizlarin universitelere alinmamasinin kamplasmaya cok merakli ulkemizde var olan kirilmalari artiracagini dusunuyorum. Turban geriliminin radikal islamcilarin ve uzlasmaz statukocularin degirmenlerine su tasidigi gerceginden hareketle universite ogrencilerinin kilik kiyafetlerine karismamanin ozgurlukcu bir durusun alt basliklarindan sadece birisi oldugunu dusunuyorum. FAKAT, ozgurlukcu bir durusun diger alt basliklarina, -301. madde, secmeli din dersi, Alevilere ve azinliklara karsi dislayici tutumlar- karsi gosterilecek tutumun biz ozgurlukculerle, ozgurlugu sadece turbandan ibaret zanneden sefiller arasindaki cizgileri kalinlastirdiginin da altini cizmek isterim.

Kivanc



Kamuoyuna Duyuru (Ali Nesin)

Universitede kilik kiyafet ozgurlugunu savunan bir metne imza attim diye yer yerinden oynadi. Aldigim hakaret mesajlarinin haddi hesabi yok. Sanki ortada bir suc varmis gibi, varsa da cocuklarimizin bunda bir sucu varmis gibi Nesin Vakfi’na bagislarini kesenler oldu. Bircok kisi “Aziz Nesin’in kemikleri sizlamistir” diyerek sitemde bulundu. Hatta laiklikten odun verdigimi, Aziz Nesin’i Sivas’ta yakanlarla ittifak kurdugumu, bu imzadan mutlaka bir cikarimin oldugunu ileri surenler bile oldu.

En agir kosullarda, baski ve tehditler altinda, henuz 28 ªubat olmadan once, yani herkesin korkudan tir tir titredigi bir zamanda Koktendincilige Karsi Konferans duzenleyenlerden biri olarak, inancsizligini kamuoyunda cekinmeden acik acik dile getirmis biri olarak ve yasaminin yarisini Bati’da gecirmis biri olarak herhangi birinin absurdluge kacmadan laikligimden kusku duyabilecegini sanmiyorum.

Aziz Nesin’in eserlerini yasatmak icin hayatini 180 derece degistirmis biri olarak, Nesin Vakfi’ni bugunlere tasimak icin gecesini gunduzune katan biri olarak, Nesin Vakfi’na yapilan her turlu alcakca hucumu gogusleyen biri olarak, eskiturkce ogrenip sabahlara kadar calisarak Aziz Nesin’in bircok eserini Turkcemize kazandirmis biri olarak, Aziz Nesin’in kitaplarini basmak ve Vakf’a daha fazla gelir saglamak amaciyla Nesin Yayinevi’ni kurmus biri olarak, kimsenin bana “babanin kemikleri sizlamistir” demeye hakki olmadigini dusunuyorum. Kaldi ki, kendine ozgu analiz ve bakis acisiyla bizleri surekli sasirtan Aziz Nesin’in hangi konuda ne dusunecegini ongorecegini varsaymak kimsenin haddi degildir.

Bir matematikci ve bilim adami olarak, Matematik Koyu kurmus biri olarak, tatil yapmayarak on yildir yazlarini genclere matematik ogretmeye adayan biri olarak, gece gunduz calisarak bes yildir Matematik Dunyasi gibi her sayisi 10-12 bin satan bir dergi cikaran biri olarak, arastirmasindan zaman ayirip her biri bircok basim yapmis 6 populer matematik kitabi yazmis biri olarak ve butun bunlari amator bir ruhla, heyecanla, askla sevkle yapmis ve yapan biri olarak aydinlanma derslerine ihtiyacim oldugunu da sanmiyorum.

Arabasi, evi barki, mali mulku olmayan ve varini yogunu, zamanini ve neyi varsa her seyini topluma sunarak komunistligini yasam bicimiyle kanitlamis biri olarak solculuk derslerine de sanirim karnim tok.

Hakaret edenlere hitap eden bu birkac kisa satirdan sonra, bu konudaki dusuncelerimi degisik dusuncelere kulaklarini tikamayan kisilere aciklayabilirim.

18 yasini bitirip rustunu ispatlamis birinin kilik kiyafetinden dolayi universiteye alinmamasini her seyden once etik olarak yanlistir. Etik olarak yanlis olan her durus da uzun donemde ulkeye buyuk zarari dokunur. Nasil bir erkegin esini dovmeye hakki yoksa, benzer bicimde, kimsenin kimseyi, dusuncesinden, inancindan, giysisinden ve yasam biciminden dolayi universiteden men etmeye hakki yoktur. Bu hakki ben kendimde gormedigim gibi bir baskasina da devredemem.

Eger yasaklarla Turkiye’nin daha laik olacagi dusunuluyorsa bu dusunce bastan asagi yanlistir; bu kizlarin dusunceleri ve inanclari universiteden men edilerek degismez ki. Hatta tam tersine...

Kaldi ki dusunce dogru bile olsa amaca ulasmak icin her yol mubah degildir. Verilen mucadelenin her seyden once etik olarak dogru olmasi gerekir. Mucadele yonteminin yanlisligini gostermek icin abartarak bir ornek vereyim: Turbanlilari issiz bir adaya surerek elde edilecek bir laiklikten yana degilim ben.

Bu yasak, toplumu gereksiz yere kamplara boldugunden dogru bir sey degildir.

Bu yasak, toplumun bir kesimini egitimsiz biraktigindan iyi bir sey degildir.

Bu yasak, toplumun bir kesimine “siz universiteye yakismiyorsunuz” diyerek hakaret ettiginden guzel bir sey degildir.

Yani bu yasak, ne dogrudur ne iyidir ne de guzeldir.

Onlar bize ayni hakki tanimayacaklar diyenler oldu. Belki... Olabilir... Mumkundur. Ama aramizda bir fark olsun degil mi? Elestirdiklerimizle , karsi olduklarimizla ayni davranisi gosterirsek o zaman onlardan ne farkimiz kalir?

Bu yasak kalkarsa basi acik kizlarimiz ortunme konusunda baski goreceklerdir diyenler var. Dogrudur, boyle bir olasilik vardir. Ama demokrasi engebeli bir yoldur. Bu engebeli yolu yasaklarla duzlestirmeye calismak beyhude bir davranistir. Gereken mucadele etik olarak dogru bir bicimde verilmelidir. Turkiye bugun bu sorunla daha demokratik yollarla basa cikacak olgunluktadir.

Oyuna gelen ben degilim, asil oyuna gelenler gercekte var olmayan ve artik bir trajikomediye donusen bu sacmasapan turban sorununu siyasetin ve hayatlarinin merkezine oturtanlardir. Elbette bir gun bu yapay sorun tamamiyla ortadan kalkacak ve kiyamet kopmayinca hakli oldugum anlasilacaktir. Umarim o gunler cabuk gelir de toplumun gercek sorunlariyla nihayet yuzlesebiliriz.

Laiklik bu tur yasaklarla elde edilmez. Gericilikle, bagnazlikla, yobazlikla boyle savasilmaz. Bu savas, daha fazla Nesin Vakfi gibi vakiflar kurarak ve yasatarak, daha fazla Matematik Koyu gibi koyler kurarak, daha fazla Matematik Dunyasi gibi dergiler cikararak, zaman ayirip genclere dersler ve konferanslar vererek, populer ve bilimsel kitaplar yazarak, halkin hicbir kesimini dislamayip, kimseye hakaret etmeden herkesi kucaklayarak, en egitimsizlere, en sanssizlara, varoslara ve en ucra koylere ulasarak, yani bir bez parcasiyla ugrasarak degil, isin ozune inilerek yapilir.

Durusumu elestirenlerin once soyle bir cevrelerine bakmalarini oneririm.

Ali Nesin

No comments:

Kış dönümü...

Yılların ardından… bir merhaba – uzaklarda kalan kendime de! İçtenlikle...   Yazarım belki bundan böyle. Kapattığım kapılar açılır, küfleri ...