August 31, 2005

stillwater

Uyanamiyorum bir turlu… Sabah on, onbir.... Sonra aksamustu birden uykum geliyor, sonra gece ucte dikiliyorum tekrar ayaga. Jet-lag bu olmali! Neyse, 2 gune kalmaz gecer ya da en azindan ben oyle umuyorum. Odam tek kisilik. Gercekten cok guzel bir oda, cati katinda, gunes goruyor. Koridorda simdilik kimsecikler yok. Daha okulun acilmasina da epey zaman var.
Resepsiyondakilerle tanisiyorum hemen. Onlar da ogrenci. Matt, Mitchell, Cassie, Katty, Daniel... Yurt gercekten cok buyuk. Merkez, dogu ve bati olmak uzere 3 bolum.
Su jet-lag bi gecse de kampusu gezsem diyorum. Nitekim 2 gunde kendimi toplayip cikiyorum disariya.

Arabalar
Otopark? Araba galerisinden farksiz... Dodgelar, GMC ler, Porsche lar, Corvette’ler... Cogunlukla spor arabalar, jipler ve 4 x 4 pikaplar var. Turkiye’deki gibi klasik binek otomobilleri cok az. Conoco ve Texaco en buyuk petrol sirketleri. Petrol fiyati galon basina 2.5 dolar civarinda. Yani Turkiye’dekinden neredeyse 4 kat daha ucuz! Ucuz benzin araba seciminde en buyuk etken olsa da baska faktorler de var. Ornegin araba fiyatlari: Kampuste ‘1000$’ a evet bin dolara araba satiyorlardi. 30 bin dolara Porsche var. 8 bin dolara guzel bir jip alabilirsiniz! Ucuncu etken de yasam bicimleri. Stillwater’da(benim yasadigim sehir) ve oyle tahmin ediyorum ki ABD’nin genelinde de haftasonlari cok kiymetli. Hafta ici deli gibi calismanin yorgunlugunu hafta sonlari alisveris yaparak –ki ben ona cilginca tuketerek demeyi daha uygun buluyorum-ve bir yerlere kacarak degerlendiriyorlar. Bir ornek vermek gerekirse, Oklahoma Eyaleti’nin denize kiyisi yok. Ama eyalette bir kac tane gol var. Iste o bir kac tane gol sayesinde Oklahoma City hafta sonlari Monaco’yu andiriyor. Deniz urunleri cok ucuz vs... Yemeklere sonra gelecegim, arabalara donersek, ucuz benzin, ucuz araba ve hafta sonunu verimli bir sekilde degerlendirme cabasi araba modellerini de etkiliyor. Pikaplar goldeki tekneleri cekmek icin, motosikletleri koymak icin, market alisverislerinde kasayi doldurmak icin, jipler offroad icin, spor arabalar otobanlarda hiz yapmak icin cok ideal! Ve hafta sonlari arabaniz ya da arabasi olan bir arkadasiniz yoksa kampusu kesfetmekten baska careniz de kalmiyor. Tipki benim ilk 10 gun yaptigim gibi.

OSU (Oklahoma State University) –Stillwater Campus-
Kampus gercekten cok guzel. Gelmeden once haritadan baktigimda ODTU’ye kiyasla cok buyuk gelmisti gozume ama o kadar degil. Yine de hosca vakit gecirmek icin cok ideal. Kutuphanesi en favori yerim. Gercekten mimarisinden tutun icindeki milyonlarca kitaba kadar super bir kutuphane. Arada bir journallari karistirmak, hosuma giden dergileri alip kutuphanenin icindeki kafede okumak en sevdigim sey. Istediginiz makaleyi internetten bulup, yazicidan bedava cikti almak da hos! Bir de yeni cikan kitaplari sergiledikleri bolum var, burada uyanik olmak gerekiyor. Cunku yeni gelen kitaplar hemen kapisiliyor. Bu bolumden ‘Dying to Kill’ isimli, dunyadaki ve ozellikle Ortadogu’daki intihar bombacilarini ve bu eylemlerin karakteristik ozelliklerini anlatan bir kitap aldim. Ilginc bir kitap.
Spor merkezi de sevdigim yerlerden. Yuzme havuzu sabah 6.30’dan aksam 8’e kadar acik ki en cok buna sevindim. Fakat Amerikalilarin spor anlayislari biraz farkli. Erkekler genelde kaslarini gelistirmek icin aletli salonda, kadinlar da kilolarini eritmek icin yuruyen bantlarda ‘debeleniyorlar’. Karsilarinda televizyon, amerikan futbolu ve CNN izleyip habire yuruyen bantta kosuyorlar. Yeterince sikici(bence).
Bunlarin yaninda ogrenci topluluklarinin etkinlikleri de yaratici. Gece havuzda film izlemk gibi. Yani havuzun icinde! Madagascari oyle seyrettim: Dive-in the Movie!
Yurttaki elemanlarin duzenledigi slip-sliding de gorulmeye degerdi. Internet siteme koydum fotograflarini. Gerci slip-slidingten sonra uzerimdeki deterjanlari cikarmak icin 1 saat kadar dus almak zorunda kalmak can sikiciydi ama...
Okulun egitim sistemine gelince, daha okul acilali 3 hafta olmadi ama 4 tane odev teslim ettim desem yeterli olur herhalde sistemin nasil bir sey oldugunu anlatmak icin. Zor mu? Hayir kesinlikle degil ama surekli calisma istiyorlar. Yani son gune birakma gibi bir luksunuz yok. Hocalar gercekten iyi ders anlatiyorlar. Hele Ortadogu dersi aldigim Raymond Habiby isimli hoca. Adam butun Ortadogu ulkelerini gezmis, eski diplomat! 80 yaslarinda ve inanilmaz bilgili. Zaman zaman derslerde anlatilan konunun Turkiye’de nasil oldugunu ne gibi benzerlikler ve farkliliklar icerdigini anlatmami istiyorlar. Kisacasi sevdim dersleri. Umarim sinavlari da bu kadar sevecendir!!
Okullun kurallarini iceren bir gazete dagittilar ilk gunlerde. Hani bazen Amerikadan tuhaf yasalar filan diye haberler okuruz ya gazetelerde, iste okul kurallari da bir atkim tuhafliklar iceriyor. Sehrin muhafazakar yapisinin da etkisiyle olsa gerek karsi cinsle ilisiler butun ayrintilariyla duzenlenmis! Mesela, sinifinizdaki bir kiz arkadasiniza odanizda beraber ders calisma teklif ederseniz bu suc!
Okulun bir de gazetesi var: O’Collegian. Gunluk yayinlaniyor. Kampusteki etkinliklerden tutun da, futbol takimindaki bilmem kimin hangi sebeple polis tarafindan tutuklandigini anlatan haberlere kadar bir cok konuyu isliyor.

Insanlar
Benim bulundugum sehirde insanlar genellikle muhafazar. Bir cogu secimlerde Bush’a oy vermis. Bazi arabalarin arkasinda Bush’u destekleyen cikartmalar var. Kiliseler cok fazla. Evanjelikler, baptistler vs. Ama Oklahoma State University’de politik acidan daha kozmopolit bir yapi soz konusu. Iyi ki de oyle!
Disarida yemek yemek cok siradan bir aliskanlik. Evde cok fazla yemek yaptiklari soylenemez. Calisma tempolarinin bu durumun ortaya cikmasinda etkili oldugunu dusunuyorum. Onun icin restorant sayisi cok fazla. Marketlerdeki dondurulmus gidalarin cokluguna ve heryerde gorebileceginiz mikrodalga firinlara da bakabiliriz tabii.
Eglence aliskanliklari Turkiye’dekinden cok da farkli degil. Sehirde cok guzel kafeler ve barlar var. Haftasonlari dolup tasiyor. Gece hayatindan hoslanmadigim icin ben pek takilmiyorum. Sadece kafa dengi arkadaslarim gittigi zaman gidiyorum.

Yemekler
Amerikaya gelirken, buraya onceden gelip de valizindekilerden baska gobegine de yeni kilolar ekleyip Turkiye’ye donen bir suru insanin hikayesini dinlemistim. O yuzden biraz merak da ediyordum acikcasi bu adamlar ne yiyorlar diye! Salaklari kaziklamak ve siskolari tatmin etmek uzerine kurulmus bir sistemin oldugunu soyleyebilirim. Genelde acik bufe yemekler var. 7-8 dolari veriyorsun istersen 10 tabak ye, 30 bardak ic! Yaklasik 60 cesit de yemek var! Acik bufe olmayan yerlerde de 1bardak parasi odedikten sonra istedigin kadar icki icebiliyorsun. Kendine hakim olamadigin takdirde ayda 10 kilo almak isten bile degil. Onun icin cok acikmadigim zaman acik bufeye gitmiyorum.


Arkadaslar
Kesinlikle arkadas edinmek icin cabalamak lazim. Cok bireyciler. Bu isleri zorlastiriyor. Kendi aralarinda da bizim Turkiye’de yaptigimiz gibi muhabbet ettiklerini dusunmuyorum. Okuldaki gruplasmalar da bazen dikkat cekiyor: Hintliler, siyahlar, Meksikalilar en kalabalik gruplar. Yine de simdiden bir cok arkadasim var. Mesela bir tanesi Heather (Heather ismiyle 3. defa karsilasisim! –bizim Ayse gibi bir sey herhalde:o)
Heather sinif arkadasim, ayni zamanda exchange ofiste calisiyor. Ailesi de Stillwater da yasamasina ragmen tek basina kaliyor. Duvarlarini Beatles posterlerinin susledigi cok guzel bir evi var. Ama onu benim gozumde ilginc kilan Stillwater gibi ultra-muhafazakar bir sehirde Bush’tan nefret etmesi, International Socialist Review okumasi, Michael Moore hastasi olmasi vs. Hakkaten farkli birisi.
Bunun disinda, Almanya’dan gelen exchange ogrencileriyle Turkiye’nin AB uyeligi mevzusunu konusmak, Italyanlarla makarna ve pizza uzerine sohbet etmek ve Isveclilerle sosyal demokrasi uzerine fikir alisverisi yapmak, Meksikalilardan chili isimli yemegin Meksikada kac yuz cesiti oldugunu ogrenmek de gayet hos.

Futbol
Amerikan futbolu Stillwater’da hayatin gidisatini etkileyen onemli aktivitelerden biri. Iki tane futbil ligleri var. Biri profesyonellerin ligi biri de kolej ligi. OSU’nun takimi kolej liginin iyi takimlarinda biri. Stadyumun kapasitesi 45 bin kisi. Ve kapasite artirma calismalari yapiyorlar. 60 bine cikacakmis. Mac gunu kampus bayram yerine donuyor. Insanlar aksam 7’deki mac icin sabah 11’den itibaren kampuse gelmeye basliyorlar. Biletler 30 dolar civarinda. Ama macin ikinci yarisindan sonra bedava girebiliyorsunuz ki ben kurallari bilmedigim icin son 30 dakikayi izledim. Inanilmazdi! Bir kovboy sarkisi esliginde tezahuratlar yapiliyor, rakip takim taraftarlariyla evsahibi takimin taraftarlari karisik oturuyor, kufur yok!
Iste yasadigim yer, okul, insanlar, aliskanliklar, arkadaslar boyle... Umarim Turkiye’de de isler yolundadir, internetten takip ettigim kadariyla hic oyle gorunmese de!

No comments:

Kış dönümü...

Yılların ardından… bir merhaba – uzaklarda kalan kendime de! İçtenlikle...   Yazarım belki bundan böyle. Kapattığım kapılar açılır, küfleri ...