May 21, 2006

iki cüppeli adam

Kıvanç-Akay... Mezun oluyoruz abicim, izninizle... Bu arada akademisyen olursam yaz kış güneş gözlüğü kullanacağım. Hatta derste bile takmayı düşünüyorum...

May 18, 2006

Marquez'den aşka dair...(Teşekkürler Ozan)

Sınavların, makalelerin arasında, Kürt sorunu, Hamas, Hizbullah, İsrail politikaları derken unutmuşum bir öykünün içinde kaybolup kelimelerle oynamayı. Eskisi gibi değilim sanki. Büyümek denen şey buysa işimiz var! Ozan'ın attığı mail beni kendime getirdi bu anlamda. Gabriel Garcia Marquez'in "13 İfade" sini gönderdi Ozan. Hala onları düşünüyorum. Ozan'ın yazılarını okurken dümdüz bir yolda güvenli bir şekilde ilerlediğinizi düşünürsünüz ama yol bir anda keskin bir virajla kıvrılır, hazır değilseniz böyle ani dönüşlere bir anda kelimeler çarpar sizi (kendimden biliyorum). "Eski sevgilinizi başkasıyla gördüğünüz vakit anlarsınız ayrıldığınızı." Böyle bir cümle hatırlıyorum Ozan'ın bir öyküsünde. Neyse gelelim Marquez'in dediklerine: "Bu dünyada bir insan olabilirsin ama birisi için bir dünya olabilirsin." "Zamanını seninle geçirmekle ilgilenmeyen biriyle zamanını harcama" Hepimizin farklı sınıflandırmaları vardır çevremizdeki insanlara ilişkin. Bu cümle böyle bir sınıflandırmaya yardımcı olabilir. "Seni sen olduğun için değil, senin yanında olduğum zaman, ben olduğum için seviyorum." Son cümleyi destekleycek bir çok tez bulabiliriz. Ama yine de kafamı karıştırmadı değil, yanında olduğumuzda kendimizi hissedeceğimiz kişiyi biraz pasifize ediyor sanki bu cümle. Neyse, uzar bu muhabbet...

May 8, 2006

presentation trio!

Yer: Kıvanç'ın evi.
Saat: Zamanın hiç önemi yok! Çünkü biz o akşam zamanı da kaybettik.
Ertesi gün medya dersinde sunum yapılacaktır. Kıvanç, Akay ve Okşan sabahlamaya karar vermişlerdir. Çaylar içilmiş, muhabbet edilmiş, geyikler dönmüş, saat 1'e gelmiştir. Kıvanç pirelenmeye, heyacanlanmaya başlamış, Akay muhabbeti koyulaştırmış, Okşan'ın uykusu gelmiştir. Bilgisayarın başına geçilmiş, Kıvanç söyleyip Okşan yazarken, Akay, Kıvanç'ın şiirlerini okumaktadır. Okşan'ın uykusu dayanılmaz olmuş, klavyenin tuşları ninni söylemektedir. Akay mistik bir havaya bürünmüş şiirlerin içinde kaybolmuştur. Kıvanç aklından sunumda b.ku nasıl yiyeceklerini geçirmektedir! Lakin, saat 3 gibi Okşan salondaki kanepede sızmış, Akay eve uyumaya gitmiş, Kıvanç da "eh ben de biraz kestireyim bari" diyerekten sabaha doğru yolculuğa çıkmıştır! Sunum yapılmış, sözler tüketilmiş, bir ders daha geçilmiştir.

Kış dönümü...

Yılların ardından… bir merhaba – uzaklarda kalan kendime de! İçtenlikle...   Yazarım belki bundan böyle. Kapattığım kapılar açılır, küfleri ...